İnsanoğlu yıllardır bazı hastalıkların tedavisinde ve iyileştirmesinde masaj ve dokunma çeşitlerini kullandı ve ayrıca geliştirmek için çalıştı. Hindistan, Çin ve Mısır tarihi kaynakları uygulanan masajın bazı hastalıkları önlenmesinde, yaraları tedavi ve iyileştirmede kullanıldığını yazmaktadır. Masaj ilk milattan önce 2800 tarihli bir eski çin kitabında yer almaktadır. Kitapta “Sabahın ilk dakikalarında, uyandıktan sonra kan temizlenmiş ve sinirler gevşemiş, elin ayasıyla yapılacak darbeler soğuk algınlığını önler” denmektedir. M.Ö. 2000 yılında İmparator Neiching (Sarı İmparator) dahiliye tıp konuları isimli kitabında masajı tasnif etmiştir. Yunanlı ve Romalı doktorlar için masaj çok önemliydi. Tıbbın babası olarak bilinen Hipokrat “ Doktur birçok yönden deneyimli olmalı özellikle ovuşturmayı...... Ovuşturmak gevşek eklemi güçlendirir, kasılmış eklemi gevşetir.” M.Ö. 460-377 yıllarında yaşayan Hipokrat omuz çıkıkları ve kas yırtılmalarından sonra kararında ovmanın yararlı olacağını öne sürmüştür. Günümüzde Hekim yeminine ismini veren Hipokrat'a göre masajda sert ovma, uyarıcı; aşırı ovma zararlı; kararında ovma ise yararlı ve sağlık geliştiricidir. Galenos M.S.129-199 Bergama da doğdu deneysel fizyolojinin kurucusu sayılır 157 yılında gladyatörlerin başhekimi olarak yaraların tedavisi için en etkili yöntemleri araştırdı. Egzersizin yanında masajında önemine dikkat çekti sağlıklı yaşamak için her ikisininde uygulanmasını tavsiye etti. 161 yılında bütün Anadolu bilginleri gibi Roma'ya gitti. Galen'e göre “masaj yapılan kısımlar yumuşar; bunun göstergesi o bölge üzerindeki canlı renktir. Aynı olumlu etki eklemlerin masaj sonrasında daha rahat ve kaygan hareketlerinde de gözlenir”
birbirlerine daha fazla dokunmalarını salık vermektedir. Hatta Kurul, boşanma oranlarının giderek artmasında ailedeki fiziksel temas yoksunluğunun rol oynadığını ileri sürmektedir. Birbirine masaj yaparak geçirilen birkaç dakika, belki de, fiziksel ve ruhsal bir çok hastalığı önleyebilmektedir.
Masaj, öncelikle insanın dokunulma ihtiyacını karşılamada etkin bir uygulama olarak binlerce yıldır süregelen bir etkinlik olarak varlığını sürdürmektedir. Çünkü insan teması hem kişiye güven duygusu aşılamada hem de pozitif elektrik aktarımı yoluyla kendini çok daha iyi hissetmesini sağlamada önemli bir unsurdur.
Masajın bilinen ilk uygulamalarının İ.Ö. 3000'li yıllarda Çin ve Hindistan'da yapıldığı bilinmektedir. Bu konuda bilinen ilk yazılı kaynaklar ise eski Yunan hekimleri tarafından ele alınmıştır.
Eski Yunan'da “massein” sözcüğü yoğurma anlamına gelmekteydi. Bilindiği gibi masajın en belirgin manuplasyonu yoğurmadır. O dönemden günümüze masaj, günlük yaşamda rahatlama ve gevşeme amacı ile uygulanmış bir etkinliktir.
Bununla birlikte masajın tedavi edici özelliğinden de yüzyıllardır faydalanılmaktadır. Eski Yunan'dan başlayarak, Roma İmparatorluğu döneminde de özellikle olimpiyat oyunları ve her türlü spor karşılaşmaları sırasında da masajdan yararlanılmıştır. O dönemde sporcular karşılaşmadan önce hazırlayıcı yağ ile ovurlurdu.
Günümüzde uygulanan klasik masaj (Rus-İsveç masajı) özellikle 19. yüzyıl başlarında şekillenmeye başlamıştır ve yüzyılın son döneminde özellikle Hoffa tarafından karakteristik masaj manuplasyonlarının tanımlamaları yapılmıştır. Öfleraj, Petrisaj, Friksiyon, Perküsyon ve Vibrasyon olarak sınıflandırılan temel masaj hareketleri günümüze dek geliştirilerek çeşitli yöntemler uygulanmıştır. Günümüzde uygulanan masaj tekniklerinin temelleri bu beş manuplasyon tekniğine dayandığından klasik masaj, diğer tüm masaj tekniklerinin temelini oluşturmaktadır.
(alıntı)
birbirlerine daha fazla dokunmalarını salık vermektedir. Hatta Kurul, boşanma oranlarının giderek artmasında ailedeki fiziksel temas yoksunluğunun rol oynadığını ileri sürmektedir. Birbirine masaj yaparak geçirilen birkaç dakika, belki de, fiziksel ve ruhsal bir çok hastalığı önleyebilmektedir.
Masaj, öncelikle insanın dokunulma ihtiyacını karşılamada etkin bir uygulama olarak binlerce yıldır süregelen bir etkinlik olarak varlığını sürdürmektedir. Çünkü insan teması hem kişiye güven duygusu aşılamada hem de pozitif elektrik aktarımı yoluyla kendini çok daha iyi hissetmesini sağlamada önemli bir unsurdur.
Masajın bilinen ilk uygulamalarının İ.Ö. 3000'li yıllarda Çin ve Hindistan'da yapıldığı bilinmektedir. Bu konuda bilinen ilk yazılı kaynaklar ise eski Yunan hekimleri tarafından ele alınmıştır.
Eski Yunan'da “massein” sözcüğü yoğurma anlamına gelmekteydi. Bilindiği gibi masajın en belirgin manuplasyonu yoğurmadır. O dönemden günümüze masaj, günlük yaşamda rahatlama ve gevşeme amacı ile uygulanmış bir etkinliktir.
Bununla birlikte masajın tedavi edici özelliğinden de yüzyıllardır faydalanılmaktadır. Eski Yunan'dan başlayarak, Roma İmparatorluğu döneminde de özellikle olimpiyat oyunları ve her türlü spor karşılaşmaları sırasında da masajdan yararlanılmıştır. O dönemde sporcular karşılaşmadan önce hazırlayıcı yağ ile ovurlurdu.
Günümüzde uygulanan klasik masaj (Rus-İsveç masajı) özellikle 19. yüzyıl başlarında şekillenmeye başlamıştır ve yüzyılın son döneminde özellikle Hoffa tarafından karakteristik masaj manuplasyonlarının tanımlamaları yapılmıştır. Öfleraj, Petrisaj, Friksiyon, Perküsyon ve Vibrasyon olarak sınıflandırılan temel masaj hareketleri günümüze dek geliştirilerek çeşitli yöntemler uygulanmıştır. Günümüzde uygulanan masaj tekniklerinin temelleri bu beş manuplasyon tekniğine dayandığından klasik masaj, diğer tüm masaj tekniklerinin temelini oluşturmaktadır.
(alıntı)