Güleryüzlü bir hanımefendi karşılıyor sizi. Tüm endişeleriniz yerini huzura bırakıyor. Samimi sohbeti ile sizi sakinleştirici bir etkisi var İnci'nin. Saat, dk vs. takıntısı yok. En büyük etkisi sanırım güven verici, insanın içinde kelebekler uçuşturan tebessümü olsa gerek. O kadar naif bir hanımefendi ki insan incitmekten, kalbini kırmaktan korkuyor. Hülâsa eskiler "İstanbul beyefendilerinden" bahseder ya işte İnci tam bir "İstanbul hanımefendisi". Onu tanımaktan tarifi imkansız bir memnuniyet duydum. Umarım ona karşı incitici bir davranışım olmamıştır.
Hani derler ya "Kalbinin güzelliği yüzüne yansımış" İnci'nin yüz güzelliği kadar gözleri de insanın aklını başından alıyor. Bana Çok sevdiğim Atsız'ın "Geri Gelen Mektup" şiirindeki şu dizeleri anımsatıyor:
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
Ayrılırken sadece "ikinci görüşme için nasıl zaman oluştururum" düşüncesi ile yağmur altında kaldırımları arşınlıyordum. Her şey için teşekkürler İnci.
Hani derler ya "Kalbinin güzelliği yüzüne yansımış" İnci'nin yüz güzelliği kadar gözleri de insanın aklını başından alıyor. Bana Çok sevdiğim Atsız'ın "Geri Gelen Mektup" şiirindeki şu dizeleri anımsatıyor:
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
Ayrılırken sadece "ikinci görüşme için nasıl zaman oluştururum" düşüncesi ile yağmur altında kaldırımları arşınlıyordum. Her şey için teşekkürler İnci.
