Bir Sonbahar Masalı: @EDA ile Geçen Unutulmaz Anlar…
@EDA Hanım ile hafta başında WhatsApp'tan, Cuma günü için dört saatlik bir randevu kararlaştırdık. Hakkında anlatılanlar ve göz kamaştıran güzelliği ise, onunla buluşma heyecanımı kat kat artırıyordu.
Bir İstanbullu olmamama rağmen, konum gayet net ve kolaydı (Yaya olarak)
Ve o an…
Bir sonbahar günüydü, İstanbul Boğazı’nın o soğuk rüzgârı insanın yüzünü okşarken, elimde kırmızı şarap ve kırmızı bir gül ile o gün, hayatımın en unutulmaz anlarından birine açılan kapı aralandı. Onun adı @EDA’ydı. İsminden başlayarak, her şeyiyle bir başka aleme ait gibiydi.
@EDA, bir zarafet diyarının prensesi gibi karşımda duruyordu. Büyülenmemek elde değildi. Hakkında güzel olduğu anlatılıyordu, ama onu gördüğümde anladım ki, bu güzellik yalnızca gözle görülen değil, ruhla hissedilen bir tanrıça zarafeti taşıyordu. O, hafif bir tebessümle gözlerimin içine bakarken, sanki zamanı durdurmuştu. Sadece ben ve o vardı artık…
Sarıldık, öpüşerek içeri, salona geçtik. Masanın üzerinde özenle hazırlanmış kuruyemişler, meyveler vardı.
Konuşmaya ve tanışmaya başladık. Daha ilk andan itibaren, insanın uzun zamandır görmediği ama hep sevdiği birinin yanında hissettiği o sıcaklık dolu duygu hâkimdi; işte tam olarak o anı yaşıyordum.
Kadehlere şaraplar döküldü,
@EDA hem karşımda hem de yanımda bir hayalden gerçeğe dönüşen bir rüya gibiydi. Artık onun varlığı, yalnızca bir hayal değil, dokunabileceğim bir mucizeydi.
Konuştuk, konuştu. Eda’nın konuşması, ses tonu, diksiyonu melodi gibi akıyordu, her kelimesi kalbime işliyordu. Kültürlü ve bilgi dolu sohbeti sadece zihnimi değil, ruhumu da besliyordu. Fiziği ise… Evet, fiziksel güzellik onu anlatmaya yetmezdi…
Birkaç kadeh şarabın ardından, dudaklarımız birbirine kavuştu. Dokunuşlar derinleşti, @EDA’nın zarif ve baş döndürücü vücudu artık benim ellerimdeydi. O an, masalın en büyülü bölümü başlamıştı. Asıl odaya geçtiğimizde, her hareketiyle kontrolü eline alan
@EDA, zarafeti ve tutkusu ile beni bambaşka bir dünyaya taşıdı.
Oralın büyüsüyle başlayan anlar, misyonerle derinleşti. Onun bedeninin her santimine dokunurken, sanki yıldızlara dokunuyordum.
Sonrasında, tıpkı yatakta olduğu gibi salonda da büyüsünü koruyordu. Sohbet ederken, yalnızca dinlemekle kalmıyor, söylediklerime anlam katıyor, tamamlıyor ve insanın ruhuna dokunuyordu. @EDA’nın dostane ve içten yaklaşımı bir insanın kalbine temas eden gerçek bir arkadaş gibiydi. Her anıyla tarifsiz bir masaldı.
Biliyorum, herkesin beklediği o an! 
Eda mutfağa gitti ve elinde bir kahve fincanıyla geri döndü. İçinde SICAK bir KAHVE… Ama esas sıcak olan kahve değil, benim heyecanımdı! O hissetti mi bilmiyorum, ama kalbim o an yerinden fırlayıp kıçımdan çıkacak gibi hissediyordum!

Düşünsenize... Yok, boş verin düşünmeyin, çünkü bunu yaşamayan anlayamaz!

Eda’nın meşhur “Sıcak Kahve Oral” ını deneyimlemek, kelimelerle anlatılamaz bir boyut. Galaksinin her köşesine ışınlanıp geri döndüğümü hissettim, hem de defalarca! Gönderdi, getirdi; sonra yine gönderdi, yine getirdi.
Ayrıca kahvenin sıcaklığıyla birleşen dudaklarının ve dilinin muhteşem dokunuşları, bakışlarının bir an bile gözlerimden ayrılmaması, zamanı durduran bir sihre dönüştü. Bu, yalnızca bir an değil, ömür boyu hatırlanacak eşsiz bir olaydı. Aslında SICAK KAHVE yalnızca bir araçtı; asıl büyü, onun olağanüstü ustalığı ve zarafetindeydi. Her hareketi, unutulmaz bir anı olarak hafızama kazındı…
Zaman ilerledikçe, her geçen dakika keyfim ve mutluluğum katlanarak artıyordu. İçimden, “Zaman dursun, ama bu anlar hep yaşanmaya devam etsin,” diyordum. Öylesine büyülü, öylesine tarifsiz bir huzur içindeydim…
Tekrar sohbet, geçmiş, gelecek, burçlar derken ve bir süre dinlendikten sonra, hafif bir tebessümle, “Gel bakalım sen,” dedi. İşte o an, tekrar asıl odaya alınmak üzere olduğumu anladım; masalın yeni bir bölümü başlıyordu…
Odaya geçtik ve yüzüstü uzandım; çünkü komut tam olarak öyleydi.

Çok istediğim o Nuru Masajı, nihayet başlamak üzereydi. Sırtıma dökülen sıcak masaj yağıyla, @EDA’nın narin elleri ve bedeninin sıcaklığı bir araya geldi.
@EDA’nın çıplak bedeninin tenime temas ettiği her an, sanki zaman duruyor, nefesim hızlanıyordu. Göğüslerinin bedenime değdiği her dokunuş, nabzımı yükseltiyor ve anlatılamayacak kadar yoğun bir haz dalgası yaratıyordu. Parmak uçlarından, bedeninin her kıvrımına kadar olan hareketleri, beni başka bir boyuta taşıdı. Sanki evrenin bütün enerjisi, o an üzerimde toplanmış gibiydi.
Her dokunuş bir sanat eserine dönüşüyordu; bu masaj, sadece bir masaj değil, bir duygu şöleni, bir ritüeldi. O eşsiz masajın ardından, @EDA’nın arkasına geçtim. O an, her dokunuş ve her anıyla, bir kez daha zevkin zirvesine çıktım.
Artık veda vakti yaklaşmıştı.
Aynı güzellikle beni kapıdan uğurladı… İstanbul’un o keşmekeşine tekrar geri dönmüştüm ama yüzümde kocaman ve sonsuz bir gülümsemeyle…
@EDA … Onunla geçen dört saat, hayatımın en güzel anlarından biriydi. Bir daha aynı hisleri tekrar kendisiyle yaşamak dileğiyle…
İşte böyle arkadaşlar, yani inanın, bu kadın o kadar güzel ve tatlı ki insanın paket yapıp eve götüresi geliyor! Bir köşeye koyup sadece izlemek yetmez, yanında sürekli olmalı insanın

Yukarıda da başladığım gibi, her şey MASAL gibiydi,
Her şey için sonsuz teşekkürler
@EDA …
Ayrıca böyle bir kadını tanımama vesile olan herkese sonsuz teşekkürler.